
Besin Öğeleri Kakao ve çikolata önemli enerji kaynaklarıdır; az
bir hacimde yoğunlaştırılmış kalorileri sayesinde kakao ve çikolata, bitkiler
arasındaki en yoğun enerji kaynakları arasındadır. Bu nedenle ve özellikle
yorucu spor çalışmaları sonrası vücudun tekrar kendine gelmesini sağlaması
bakımından sporcuların en favori gıda maddeleri arasında bulunmaktadırlar.
Çikolata, tüketimi sırasında ve sonrasında insana keyif veren bir şeker ve yağ
karışımı içermektedir. Bu konudaki araştırmalar, tüketicilerin çoğunluğunun
doyum aldığını kanıtlamaktadır. Kakao ve çikolata kolestrol içermez . Sütlü
çikolata ve beyaz çikolata ancak çok az miktarlarda içerirler ve bu da eklenmiş
olan süt yağlarından dolayıdır. Kakao ve çikolata mineraller bakımından bir
hazine sunarlar; bakır, magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum bunlar
arasındadır. Örnek olarak, 100 gram sütlü ya da beyaz çikolata RDA olarak %20
ile %40 arasında kalsiyum içerir. (RDA: Recommended Daily Average. ABD Federal
Gıda Dairesi tarafından yayımlanan Tavsiye Edilen Günlük Ortalama değerler.)
Kakao ve çikolatadaki bazı polyphenol 'lerin, aynı kırmızı şarapta bulunan
polyphenol'ler gibi anti-oksidan etkilerinin bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu
konudaki araştırmalar devam etmekte ve ümit verici sonuçlar göstermektedirler.
Örneğin kakaoda bulunan flavonoid'ler, iyi kolestrolü (HDL'i) kötü kolestrole
(LDL'e) dönüştüren oksidasyona karşı etkileşimde bulunabilmektedirler. Bilim
adamları kakao flavonoid'lerinin kırmızı şarapta bulunan flavonoid'lerden daha
güçlü olduklarını bile düşünmektedirler. Kakao polyphenol'lerinin ayrıca
vücudu, bağışıklık sistemine hasar veren ve romatizma ile artrite yol açan
zararlı maddelerden korumakta yararlı olabildikleri düşünülmektedir. Bu araştırmaların
çoğu Japonya'da yapılmıştır ve kesin sonuçlar açıklanmadan önce daha fazla
araştırma gerekecektir. Bilimsel araştırmalar, kakaodaki bazı polyphenol'lerin
vücut hücrelerindeki DNA'yı etkileyen serbest radikalleri etkisiz hale
getirdiğini göstermektedir. Ayrıca kansere neden olan diğer serbest radikalleri
de etkisizleştirmektedirler. Bu bilimsel göstergeler ile ilgili ek
araştırmaların yapılması gerekmektedir. Kakao ve çikolata stearic asit
içerirler. Bu özel doymuş yağlı asit, günlük diyet içinde çok olmayan
miktarlarda tüketim sonucunda bile LDL ya da "kötü" kolestrolün
etkisizleştirilmesinde rol oynamaktadır. Aynı araştırmalarda, çikolata içindeki
stearic asitin bazı deneklerde yine günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda
tüketim sonucunda "iyi" kolestrol üretimini teşvik ettiği
gözlemlenmiştir. Kakao kitlesi %15 oranında çözülen ve çözülmeyen diyetik lif
içerir. Diyetik lifin gıdaların bağırsaklardan geçmesinde ve bağırsak ile mide
duvarlarının temiz tutulmasında önemli işlevleri bulunmaktadır. Diyetimizdeki
kalsiyumun temel kaynaklarından biri olan sütün tüketimi çocukların ve
erişkinlerin arasındaki büyük bir kesimde düşüşe geçmiştir. Öte yanda
dişlerimizi ve kemiklerimizi sağlam tutmak için kalsiyuma ihtiyacımız vardır.
Bilim adamlarına göre çikolata ve kakaonun süt içinde doğal bir tatlandırıcı
olarak kullanılması, bu düşüşün önüne geçilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Kakao ve çikolata çok az değerlerde kafein ve theobromine içerirler. Bilim
adamlarına göre bunların insan vücudunda uyarıcı etkisi bulunmaktadır. Fakat
kakao ve çikolata içinde bulunan miktarlar o kadar azdır ki, bu etkileri
gösteren tutarlı kanıtlar henüz bulunmamaktadır. Düzenli ve ılımlı çikolata
tüketimi, çeşitli ve dengeli bir diyet ile sağlıklı bir yaşam biçiminin
çerçevesi içine mükemmel olarak oturmaktadır. Psikoloji Eşsiz lezzeti sayesinde
çikolata büyük bir tüketici kesimi için favori ikram haline gelmiştir. Keyif,
hoşgörü ve lezzet gibi duygusal değerler çağrıştırmaktadır. Eski zamanlardan
beri birçok kişi, kakao ve çikolatanın afrodizyak gücü ve aşk hayatını uyarıcı
etkisi olduğuna inanmıştır. Bu bir efsane midir? Eğer değilse, Kazanova ve
Marquis de Sade gibi bol miktarda çikolata tüketen ve tanrıların gıdasını
onların iştahlarını artırmak amacıyla dişi hayranlarına sunanlara ne demeli? Bu
efsaneye inanmak insana ne kadar hoş gelse de, bunu kanıtlayacak kesin bilimsel
deliller bulunmamaktadır. Çikolata bağımlılık yapıcı değildir; bağımlılık
yapacak maddeler içermez. Yine de "çoko-kolikler" bulunmaktadır,
değil mi? Evet bulunmaktadırlar, ama zararsız olarak. Çikolata tüketmek insanı
sadece lezzet olarak etkilemez; bazı insanlarda rahatlatıcı ve psikolojik
olarak olumlu bir etki yaratır. Bu etki, aynı iyi bir kitap okumanın, bir
bilmece çözmenin ya da güzel bir film seyretmenin verdiği keyif şeklinde
insanları mutlu eder.
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Çikolatadan Gelen
Sağlık
Besin Öğeleri
Kakao ve çikolata önemli enerji kaynaklarıdır; az bir hacimde
yoğunlaştırılmış kalorileri sayesinde kakao ve çikolata, bitkiler
arasındaki en yoğun enerji kaynakları arasındadır. Bu nedenle ve
özellikle yorucu spor çalışmaları sonrası vücudun tekrar kendine
gelmesini sağlaması bakımından sporcuların en favori gıda maddeleri
arasında bulunmaktadırlar.
Çikolata, tüketimi sırasında ve sonrasında insana keyif veren bir şeker
ve yağ karışımı içermektedir. Bu konudaki araştırmalar, tüketicilerin
çoğunluğunun doyum aldığını kanıtlamaktadır.
Kakao ve çikolata kolestrol içermez . Sütlü çikolata ve beyaz çikolata
ancak çok az miktarlarda içerirler ve bu da eklenmiş olan süt
yağlarından dolayıdır.
Kakao ve çikolata mineraller bakımından bir hazine sunarlar; bakır,
magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum bunlar arasındadır. Örnek olarak,
100 gram sütlü ya da beyaz çikolata RDA olarak %20 ile %40 arasında
kalsiyum içerir. (RDA: Recommended Daily Average. ABD Federal Gıda
Dairesi tarafından yayımlanan Tavsiye Edilen Günlük Ortalama değerler.)
Kakao ve çikolatadaki bazı polyphenol 'lerin, aynı kırmızı şarapta
bulunan polyphenol'ler gibi anti-oksidan etkilerinin bulunduğu tahmin
edilmektedir. Bu konudaki araştırmalar devam etmekte ve ümit verici
sonuçlar göstermektedirler. Örneğin kakaoda bulunan flavonoid'ler, iyi
kolestrolü (HDL'i) kötü kolestrole (LDL'e) dönüştüren oksidasyona karşı
etkileşimde bulunabilmektedirler. Bilim adamları kakao flavonoid'lerinin
kırmızı şarapta bulunan flavonoid'lerden daha güçlü olduklarını bile
düşünmektedirler. Kakao polyphenol'lerinin ayrıca vücudu, bağışıklık
sistemine hasar veren ve romatizma ile artrite yol açan zararlı
maddelerden korumakta yararlı olabildikleri düşünülmektedir. Bu
araştırmaların çoğu Japonya'da yapılmıştır ve kesin sonuçlar
açıklanmadan önce daha fazla araştırma gerekecektir. Bilimsel
araştırmalar, kakaodaki bazı polyphenol'lerin vücut hücrelerindeki
DNA'yı etkileyen serbest radikalleri etkisiz hale getirdiğini
göstermektedir. Ayrıca kansere neden olan diğer serbest radikalleri de
etkisizleştirmektedirler. Bu bilimsel göstergeler ile ilgili ek
araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Kakao ve çikolata stearic asit içerirler. Bu özel doymuş yağlı asit,
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda bile LDL
ya da "kötü" kolestrolün etkisizleştirilmesinde rol oynamaktadır. Aynı
araştırmalarda, çikolata içindeki stearic asitin bazı deneklerde yine
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda "iyi"
kolestrol üretimini teşvik ettiği gözlemlenmiştir.
Kakao kitlesi %15 oranında çözülen ve çözülmeyen diyetik lif içerir.
Diyetik lifin gıdaların bağırsaklardan geçmesinde ve bağırsak ile mide
duvarlarının temiz tutulmasında önemli işlevleri bulunmaktadır.
Diyetimizdeki kalsiyumun temel kaynaklarından biri olan sütün tüketimi
çocukların ve erişkinlerin arasındaki büyük bir kesimde düşüşe
geçmiştir. Öte yanda dişlerimizi ve kemiklerimizi sağlam tutmak için
kalsiyuma ihtiyacımız vardır. Bilim adamlarına göre çikolata ve kakaonun
süt içinde doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılması, bu düşüşün önüne
geçilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Kakao ve çikolata çok az değerlerde kafein ve theobromine içerirler.
Bilim adamlarına göre bunların insan vücudunda uyarıcı etkisi
bulunmaktadır. Fakat kakao ve çikolata içinde bulunan miktarlar o kadar
azdır ki, bu etkileri gösteren tutarlı kanıtlar henüz bulunmamaktadır.
Düzenli ve ılımlı çikolata tüketimi, çeşitli ve dengeli bir diyet ile
sağlıklı bir yaşam biçiminin çerçevesi içine mükemmel olarak
oturmaktadır.
Psikoloji
Eşsiz lezzeti sayesinde çikolata büyük bir tüketici kesimi için favori
ikram haline gelmiştir. Keyif, hoşgörü ve lezzet gibi duygusal değerler
çağrıştırmaktadır.
Eski zamanlardan beri birçok kişi, kakao ve çikolatanın afrodizyak gücü
ve aşk hayatını uyarıcı etkisi olduğuna inanmıştır. Bu bir efsane midir?
Eğer değilse, Kazanova ve Marquis de Sade gibi bol miktarda çikolata
tüketen ve tanrıların gıdasını onların iştahlarını artırmak amacıyla
dişi hayranlarına sunanlara ne demeli? Bu efsaneye inanmak insana ne
kadar hoş gelse de, bunu kanıtlayacak kesin bilimsel deliller
bulunmamaktadır.
Çikolata bağımlılık yapıcı değildir; bağımlılık yapacak maddeler
içermez. Yine de "çoko-kolikler" bulunmaktadır, değil mi? Evet
bulunmaktadırlar, ama zararsız olarak. Çikolata tüketmek insanı sadece
lezzet olarak etkilemez; bazı insanlarda rahatlatıcı ve psikolojik
olarak olumlu bir etki yaratır. Bu etki, aynı iyi bir kitap okumanın,
bir bilmece çözmenin ya da güzel bir film seyretmenin verdiği keyif
şeklinde insanları mutlu eder.
çikolata diyeti
Çikolata DiyetiKahvaltı: 1 tatlı kaşığı fındık ezmesi
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
2 karper kadar tercih edilen peynir Domates, salatalık, yeşil biber
Öğle: 1 porsiyon tavuk şiş veya tavuk göğüs ızgara 1 su bardağı ayran Az
yağlı salata
İkindi: 1 adet küçük çikolata bar veya 4-5 adet küçük top çikolata veya 1
kase çikolatalı puding
Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği 1 dilim kepekli veya çavdar
ekmeği Az yağlı salata
Ara: 1 su bardağı çikolatalı süt 1 adet tercih edilen meyve
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Çikolatadan
Gelen Sağlık Besin Öğeleri Kakao ve çikolata önemli enerji kaynaklarıdır; az
bir hacimde yoğunlaştırılmış kalorileri sayesinde kakao ve çikolata, bitkiler
arasındaki en yoğun enerji kaynakları arasındadır. Bu nedenle ve özellikle
yorucu spor çalışmaları sonrası vücudun tekrar kendine gelmesini sağlaması
bakımından sporcuların en favori gıda maddeleri arasında bulunmaktadırlar.
Çikolata, tüketimi sırasında ve sonrasında insana keyif veren bir şeker ve yağ
karışımı içermektedir. Bu konudaki araştırmalar, tüketicilerin çoğunluğunun
doyum aldığını kanıtlamaktadır. Kakao ve çikolata kolestrol içermez . Sütlü
çikolata ve beyaz çikolata ancak çok az miktarlarda içerirler ve bu da eklenmiş
olan süt yağlarından dolayıdır. Kakao ve çikolata mineraller bakımından bir
hazine sunarlar; bakır, magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum bunlar
arasındadır. Örnek olarak, 100 gram sütlü ya da beyaz çikolata RDA olarak %20
ile %40 arasında kalsiyum içerir. (RDA: Recommended Daily Average. ABD Federal
Gıda Dairesi tarafından yayımlanan Tavsiye Edilen Günlük Ortalama değerler.)
Kakao ve çikolatadaki bazı polyphenol 'lerin, aynı kırmızı şarapta bulunan
polyphenol'ler gibi anti-oksidan etkilerinin bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu
konudaki araştırmalar devam etmekte ve ümit verici sonuçlar göstermektedirler.
Örneğin kakaoda bulunan flavonoid'ler, iyi kolestrolü (HDL'i) kötü kolestrole
(LDL'e) dönüştüren oksidasyona karşı etkileşimde bulunabilmektedirler. Bilim
adamları kakao flavonoid'lerinin kırmızı şarapta bulunan flavonoid'lerden daha
güçlü olduklarını bile düşünmektedirler. Kakao polyphenol'lerinin ayrıca
vücudu, bağışıklık sistemine hasar veren ve romatizma ile artrite yol açan
zararlı maddelerden korumakta yararlı olabildikleri düşünülmektedir. Bu araştırmaların
çoğu Japonya'da yapılmıştır ve kesin sonuçlar açıklanmadan önce daha fazla
araştırma gerekecektir. Bilimsel araştırmalar, kakaodaki bazı polyphenol'lerin
vücut hücrelerindeki DNA'yı etkileyen serbest radikalleri etkisiz hale
getirdiğini göstermektedir. Ayrıca kansere neden olan diğer serbest radikalleri
de etkisizleştirmektedirler. Bu bilimsel göstergeler ile ilgili ek
araştırmaların yapılması gerekmektedir. Kakao ve çikolata stearic asit
içerirler. Bu özel doymuş yağlı asit, günlük diyet içinde çok olmayan
miktarlarda tüketim sonucunda bile LDL ya da "kötü" kolestrolün
etkisizleştirilmesinde rol oynamaktadır. Aynı araştırmalarda, çikolata içindeki
stearic asitin bazı deneklerde yine günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda
tüketim sonucunda "iyi" kolestrol üretimini teşvik ettiği
gözlemlenmiştir. Kakao kitlesi %15 oranında çözülen ve çözülmeyen diyetik lif
içerir. Diyetik lifin gıdaların bağırsaklardan geçmesinde ve bağırsak ile mide
duvarlarının temiz tutulmasında önemli işlevleri bulunmaktadır. Diyetimizdeki
kalsiyumun temel kaynaklarından biri olan sütün tüketimi çocukların ve
erişkinlerin arasındaki büyük bir kesimde düşüşe geçmiştir. Öte yanda
dişlerimizi ve kemiklerimizi sağlam tutmak için kalsiyuma ihtiyacımız vardır.
Bilim adamlarına göre çikolata ve kakaonun süt içinde doğal bir tatlandırıcı
olarak kullanılması, bu düşüşün önüne geçilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Kakao ve çikolata çok az değerlerde kafein ve theobromine içerirler. Bilim
adamlarına göre bunların insan vücudunda uyarıcı etkisi bulunmaktadır. Fakat
kakao ve çikolata içinde bulunan miktarlar o kadar azdır ki, bu etkileri
gösteren tutarlı kanıtlar henüz bulunmamaktadır. Düzenli ve ılımlı çikolata
tüketimi, çeşitli ve dengeli bir diyet ile sağlıklı bir yaşam biçiminin
çerçevesi içine mükemmel olarak oturmaktadır. Psikoloji Eşsiz lezzeti sayesinde
çikolata büyük bir tüketici kesimi için favori ikram haline gelmiştir. Keyif,
hoşgörü ve lezzet gibi duygusal değerler çağrıştırmaktadır. Eski zamanlardan
beri birçok kişi, kakao ve çikolatanın afrodizyak gücü ve aşk hayatını uyarıcı
etkisi olduğuna inanmıştır. Bu bir efsane midir? Eğer değilse, Kazanova ve
Marquis de Sade gibi bol miktarda çikolata tüketen ve tanrıların gıdasını
onların iştahlarını artırmak amacıyla dişi hayranlarına sunanlara ne demeli? Bu
efsaneye inanmak insana ne kadar hoş gelse de, bunu kanıtlayacak kesin bilimsel
deliller bulunmamaktadır. Çikolata bağımlılık yapıcı değildir; bağımlılık
yapacak maddeler içermez. Yine de "çoko-kolikler" bulunmaktadır,
değil mi? Evet bulunmaktadırlar, ama zararsız olarak. Çikolata tüketmek insanı
sadece lezzet olarak etkilemez; bazı insanlarda rahatlatıcı ve psikolojik
olarak olumlu bir etki yaratır. Bu etki, aynı iyi bir kitap okumanın, bir
bilmece çözmenin ya da güzel bir film seyretmenin verdiği keyif şeklinde
insanları mutlu eder. çikolata diyeti Çikolata DiyetiKahvaltı: 1 tatlı kaşığı
fındık ezmesi 1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği 2 karper kadar tercih edilen
peynir Domates, salatalık, yeşil biber Öğle: 1 porsiyon tavuk şiş veya tavuk
göğüs ızgara 1 su bardağı ayran Az yağlı salata İkindi: 1 adet küçük çikolata
bar veya 4-5 adet küçük top çikolata veya 1 kase çikolatalı puding Akşam: 4-5
kaşık zeytinyağlı sebze yemeği 1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği Az yağlı
salata Ara: 1 su bardağı çikolatalı süt 1 adet tercih edilen meyve
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Çikolatadan Gelen
Sağlık
Besin Öğeleri
Kakao ve çikolata önemli enerji kaynaklarıdır; az bir hacimde
yoğunlaştırılmış kalorileri sayesinde kakao ve çikolata, bitkiler
arasındaki en yoğun enerji kaynakları arasındadır. Bu nedenle ve
özellikle yorucu spor çalışmaları sonrası vücudun tekrar kendine
gelmesini sağlaması bakımından sporcuların en favori gıda maddeleri
arasında bulunmaktadırlar.
Çikolata, tüketimi sırasında ve sonrasında insana keyif veren bir şeker
ve yağ karışımı içermektedir. Bu konudaki araştırmalar, tüketicilerin
çoğunluğunun doyum aldığını kanıtlamaktadır.
Kakao ve çikolata kolestrol içermez . Sütlü çikolata ve beyaz çikolata
ancak çok az miktarlarda içerirler ve bu da eklenmiş olan süt
yağlarından dolayıdır.
Kakao ve çikolata mineraller bakımından bir hazine sunarlar; bakır,
magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum bunlar arasındadır. Örnek olarak,
100 gram sütlü ya da beyaz çikolata RDA olarak %20 ile %40 arasında
kalsiyum içerir. (RDA: Recommended Daily Average. ABD Federal Gıda
Dairesi tarafından yayımlanan Tavsiye Edilen Günlük Ortalama değerler.)
Kakao ve çikolatadaki bazı polyphenol 'lerin, aynı kırmızı şarapta
bulunan polyphenol'ler gibi anti-oksidan etkilerinin bulunduğu tahmin
edilmektedir. Bu konudaki araştırmalar devam etmekte ve ümit verici
sonuçlar göstermektedirler. Örneğin kakaoda bulunan flavonoid'ler, iyi
kolestrolü (HDL'i) kötü kolestrole (LDL'e) dönüştüren oksidasyona karşı
etkileşimde bulunabilmektedirler. Bilim adamları kakao flavonoid'lerinin
kırmızı şarapta bulunan flavonoid'lerden daha güçlü olduklarını bile
düşünmektedirler. Kakao polyphenol'lerinin ayrıca vücudu, bağışıklık
sistemine hasar veren ve romatizma ile artrite yol açan zararlı
maddelerden korumakta yararlı olabildikleri düşünülmektedir. Bu
araştırmaların çoğu Japonya'da yapılmıştır ve kesin sonuçlar
açıklanmadan önce daha fazla araştırma gerekecektir. Bilimsel
araştırmalar, kakaodaki bazı polyphenol'lerin vücut hücrelerindeki
DNA'yı etkileyen serbest radikalleri etkisiz hale getirdiğini
göstermektedir. Ayrıca kansere neden olan diğer serbest radikalleri de
etkisizleştirmektedirler. Bu bilimsel göstergeler ile ilgili ek
araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Kakao ve çikolata stearic asit içerirler. Bu özel doymuş yağlı asit,
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda bile LDL
ya da "kötü" kolestrolün etkisizleştirilmesinde rol oynamaktadır. Aynı
araştırmalarda, çikolata içindeki stearic asitin bazı deneklerde yine
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda "iyi"
kolestrol üretimini teşvik ettiği gözlemlenmiştir.
Kakao kitlesi %15 oranında çözülen ve çözülmeyen diyetik lif içerir.
Diyetik lifin gıdaların bağırsaklardan geçmesinde ve bağırsak ile mide
duvarlarının temiz tutulmasında önemli işlevleri bulunmaktadır.
Diyetimizdeki kalsiyumun temel kaynaklarından biri olan sütün tüketimi
çocukların ve erişkinlerin arasındaki büyük bir kesimde düşüşe
geçmiştir. Öte yanda dişlerimizi ve kemiklerimizi sağlam tutmak için
kalsiyuma ihtiyacımız vardır. Bilim adamlarına göre çikolata ve kakaonun
süt içinde doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılması, bu düşüşün önüne
geçilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Kakao ve çikolata çok az değerlerde kafein ve theobromine içerirler.
Bilim adamlarına göre bunların insan vücudunda uyarıcı etkisi
bulunmaktadır. Fakat kakao ve çikolata içinde bulunan miktarlar o kadar
azdır ki, bu etkileri gösteren tutarlı kanıtlar henüz bulunmamaktadır.
Düzenli ve ılımlı çikolata tüketimi, çeşitli ve dengeli bir diyet ile
sağlıklı bir yaşam biçiminin çerçevesi içine mükemmel olarak
oturmaktadır.
Psikoloji
Eşsiz lezzeti sayesinde çikolata büyük bir tüketici kesimi için favori
ikram haline gelmiştir. Keyif, hoşgörü ve lezzet gibi duygusal değerler
çağrıştırmaktadır.
Eski zamanlardan beri birçok kişi, kakao ve çikolatanın afrodizyak gücü
ve aşk hayatını uyarıcı etkisi olduğuna inanmıştır. Bu bir efsane midir?
Eğer değilse, Kazanova ve Marquis de Sade gibi bol miktarda çikolata
tüketen ve tanrıların gıdasını onların iştahlarını artırmak amacıyla
dişi hayranlarına sunanlara ne demeli? Bu efsaneye inanmak insana ne
kadar hoş gelse de, bunu kanıtlayacak kesin bilimsel deliller
bulunmamaktadır.
Çikolata bağımlılık yapıcı değildir; bağımlılık yapacak maddeler
içermez. Yine de "çoko-kolikler" bulunmaktadır, değil mi? Evet
bulunmaktadırlar, ama zararsız olarak. Çikolata tüketmek insanı sadece
lezzet olarak etkilemez; bazı insanlarda rahatlatıcı ve psikolojik
olarak olumlu bir etki yaratır. Bu etki, aynı iyi bir kitap okumanın,
bir bilmece çözmenin ya da güzel bir film seyretmenin verdiği keyif
şeklinde insanları mutlu eder.
çikolata diyeti
Çikolata DiyetiKahvaltı: 1 tatlı kaşığı fındık ezmesi
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
2 karper kadar tercih edilen peynir Domates, salatalık, yeşil biber
Öğle: 1 porsiyon tavuk şiş veya tavuk göğüs ızgara 1 su bardağı ayran Az
yağlı salata
İkindi: 1 adet küçük çikolata bar veya 4-5 adet küçük top çikolata veya 1
kase çikolatalı puding
Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği 1 dilim kepekli veya çavdar
ekmeği Az yağlı salata
Ara: 1 su bardağı çikolatalı süt 1 adet tercih edilen meyve
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Çikolatadan Gelen
Sağlık
Besin Öğeleri
Kakao ve çikolata önemli enerji kaynaklarıdır; az bir hacimde
yoğunlaştırılmış kalorileri sayesinde kakao ve çikolata, bitkiler
arasındaki en yoğun enerji kaynakları arasındadır. Bu nedenle ve
özellikle yorucu spor çalışmaları sonrası vücudun tekrar kendine
gelmesini sağlaması bakımından sporcuların en favori gıda maddeleri
arasında bulunmaktadırlar.
Çikolata, tüketimi sırasında ve sonrasında insana keyif veren bir şeker
ve yağ karışımı içermektedir. Bu konudaki araştırmalar, tüketicilerin
çoğunluğunun doyum aldığını kanıtlamaktadır.
Kakao ve çikolata kolestrol içermez . Sütlü çikolata ve beyaz çikolata
ancak çok az miktarlarda içerirler ve bu da eklenmiş olan süt
yağlarından dolayıdır.
Kakao ve çikolata mineraller bakımından bir hazine sunarlar; bakır,
magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum bunlar arasındadır. Örnek olarak,
100 gram sütlü ya da beyaz çikolata RDA olarak %20 ile %40 arasında
kalsiyum içerir. (RDA: Recommended Daily Average. ABD Federal Gıda
Dairesi tarafından yayımlanan Tavsiye Edilen Günlük Ortalama değerler.)
Kakao ve çikolatadaki bazı polyphenol 'lerin, aynı kırmızı şarapta
bulunan polyphenol'ler gibi anti-oksidan etkilerinin bulunduğu tahmin
edilmektedir. Bu konudaki araştırmalar devam etmekte ve ümit verici
sonuçlar göstermektedirler. Örneğin kakaoda bulunan flavonoid'ler, iyi
kolestrolü (HDL'i) kötü kolestrole (LDL'e) dönüştüren oksidasyona karşı
etkileşimde bulunabilmektedirler. Bilim adamları kakao flavonoid'lerinin
kırmızı şarapta bulunan flavonoid'lerden daha güçlü olduklarını bile
düşünmektedirler. Kakao polyphenol'lerinin ayrıca vücudu, bağışıklık
sistemine hasar veren ve romatizma ile artrite yol açan zararlı
maddelerden korumakta yararlı olabildikleri düşünülmektedir. Bu
araştırmaların çoğu Japonya'da yapılmıştır ve kesin sonuçlar
açıklanmadan önce daha fazla araştırma gerekecektir. Bilimsel
araştırmalar, kakaodaki bazı polyphenol'lerin vücut hücrelerindeki
DNA'yı etkileyen serbest radikalleri etkisiz hale getirdiğini
göstermektedir. Ayrıca kansere neden olan diğer serbest radikalleri de
etkisizleştirmektedirler. Bu bilimsel göstergeler ile ilgili ek
araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Kakao ve çikolata stearic asit içerirler. Bu özel doymuş yağlı asit,
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda bile LDL
ya da "kötü" kolestrolün etkisizleştirilmesinde rol oynamaktadır. Aynı
araştırmalarda, çikolata içindeki stearic asitin bazı deneklerde yine
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda "iyi"
kolestrol üretimini teşvik ettiği gözlemlenmiştir.
Kakao kitlesi %15 oranında çözülen ve çözülmeyen diyetik lif içerir.
Diyetik lifin gıdaların bağırsaklardan geçmesinde ve bağırsak ile mide
duvarlarının temiz tutulmasında önemli işlevleri bulunmaktadır.
Diyetimizdeki kalsiyumun temel kaynaklarından biri olan sütün tüketimi
çocukların ve erişkinlerin arasındaki büyük bir kesimde düşüşe
geçmiştir. Öte yanda dişlerimizi ve kemiklerimizi sağlam tutmak için
kalsiyuma ihtiyacımız vardır. Bilim adamlarına göre çikolata ve kakaonun
süt içinde doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılması, bu düşüşün önüne
geçilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Kakao ve çikolata çok az değerlerde kafein ve theobromine içerirler.
Bilim adamlarına göre bunların insan vücudunda uyarıcı etkisi
bulunmaktadır. Fakat kakao ve çikolata içinde bulunan miktarlar o kadar
azdır ki, bu etkileri gösteren tutarlı kanıtlar henüz bulunmamaktadır.
Düzenli ve ılımlı çikolata tüketimi, çeşitli ve dengeli bir diyet ile
sağlıklı bir yaşam biçiminin çerçevesi içine mükemmel olarak
oturmaktadır.
Psikoloji
Eşsiz lezzeti sayesinde çikolata büyük bir tüketici kesimi için favori
ikram haline gelmiştir. Keyif, hoşgörü ve lezzet gibi duygusal değerler
çağrıştırmaktadır.
Eski zamanlardan beri birçok kişi, kakao ve çikolatanın afrodizyak gücü
ve aşk hayatını uyarıcı etkisi olduğuna inanmıştır. Bu bir efsane midir?
Eğer değilse, Kazanova ve Marquis de Sade gibi bol miktarda çikolata
tüketen ve tanrıların gıdasını onların iştahlarını artırmak amacıyla
dişi hayranlarına sunanlara ne demeli? Bu efsaneye inanmak insana ne
kadar hoş gelse de, bunu kanıtlayacak kesin bilimsel deliller
bulunmamaktadır.
Çikolata bağımlılık yapıcı değildir; bağımlılık yapacak maddeler
içermez. Yine de "çoko-kolikler" bulunmaktadır, değil mi? Evet
bulunmaktadırlar, ama zararsız olarak. Çikolata tüketmek insanı sadece
lezzet olarak etkilemez; bazı insanlarda rahatlatıcı ve psikolojik
olarak olumlu bir etki yaratır. Bu etki, aynı iyi bir kitap okumanın,
bir bilmece çözmenin ya da güzel bir film seyretmenin verdiği keyif
şeklinde insanları mutlu eder.
çikolata diyeti
Çikolata DiyetiKahvaltı: 1 tatlı kaşığı fındık ezmesi
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
2 karper kadar tercih edilen peynir Domates, salatalık, yeşil biber
Öğle: 1 porsiyon tavuk şiş veya tavuk göğüs ızgara 1 su bardağı ayran Az
yağlı salata
İkindi: 1 adet küçük çikolata bar veya 4-5 adet küçük top çikolata veya 1
kase çikolatalı puding
Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği 1 dilim kepekli veya çavdar
ekmeği Az yağlı salata
Ara: 1 su bardağı çikolatalı süt 1 adet tercih edilen meyve
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dQwVe-XkI
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dQwVe-XkI
Çikolatadan Gelen
Sağlık
Besin Öğeleri
Kakao ve çikolata önemli enerji kaynaklarıdır; az bir hacimde
yoğunlaştırılmış kalorileri sayesinde kakao ve çikolata, bitkiler
arasındaki en yoğun enerji kaynakları arasındadır. Bu nedenle ve
özellikle yorucu spor çalışmaları sonrası vücudun tekrar kendine
gelmesini sağlaması bakımından sporcuların en favori gıda maddeleri
arasında bulunmaktadırlar.
Çikolata, tüketimi sırasında ve sonrasında insana keyif veren bir şeker
ve yağ karışımı içermektedir. Bu konudaki araştırmalar, tüketicilerin
çoğunluğunun doyum aldığını kanıtlamaktadır.
Kakao ve çikolata kolestrol içermez . Sütlü çikolata ve beyaz çikolata
ancak çok az miktarlarda içerirler ve bu da eklenmiş olan süt
yağlarından dolayıdır.
Kakao ve çikolata mineraller bakımından bir hazine sunarlar; bakır,
magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum bunlar arasındadır. Örnek olarak,
100 gram sütlü ya da beyaz çikolata RDA olarak %20 ile %40 arasında
kalsiyum içerir. (RDA: Recommended Daily Average. ABD Federal Gıda
Dairesi tarafından yayımlanan Tavsiye Edilen Günlük Ortalama değerler.)
Kakao ve çikolatadaki bazı polyphenol 'lerin, aynı kırmızı şarapta
bulunan polyphenol'ler gibi anti-oksidan etkilerinin bulunduğu tahmin
edilmektedir. Bu konudaki araştırmalar devam etmekte ve ümit verici
sonuçlar göstermektedirler. Örneğin kakaoda bulunan flavonoid'ler, iyi
kolestrolü (HDL'i) kötü kolestrole (LDL'e) dönüştüren oksidasyona karşı
etkileşimde bulunabilmektedirler. Bilim adamları kakao flavonoid'lerinin
kırmızı şarapta bulunan flavonoid'lerden daha güçlü olduklarını bile
düşünmektedirler. Kakao polyphenol'lerinin ayrıca vücudu, bağışıklık
sistemine hasar veren ve romatizma ile artrite yol açan zararlı
maddelerden korumakta yararlı olabildikleri düşünülmektedir. Bu
araştırmaların çoğu Japonya'da yapılmıştır ve kesin sonuçlar
açıklanmadan önce daha fazla araştırma gerekecektir. Bilimsel
araştırmalar, kakaodaki bazı polyphenol'lerin vücut hücrelerindeki
DNA'yı etkileyen serbest radikalleri etkisiz hale getirdiğini
göstermektedir. Ayrıca kansere neden olan diğer serbest radikalleri de
etkisizleştirmektedirler. Bu bilimsel göstergeler ile ilgili ek
araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Kakao ve çikolata stearic asit içerirler. Bu özel doymuş yağlı asit,
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda bile LDL
ya da "kötü" kolestrolün etkisizleştirilmesinde rol oynamaktadır. Aynı
araştırmalarda, çikolata içindeki stearic asitin bazı deneklerde yine
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda "iyi"
kolestrol üretimini teşvik ettiği gözlemlenmiştir.
Kakao kitlesi %15 oranında çözülen ve çözülmeyen diyetik lif içerir.
Diyetik lifin gıdaların bağırsaklardan geçmesinde ve bağırsak ile mide
duvarlarının temiz tutulmasında önemli işlevleri bulunmaktadır.
Diyetimizdeki kalsiyumun temel kaynaklarından biri olan sütün tüketimi
çocukların ve erişkinlerin arasındaki büyük bir kesimde düşüşe
geçmiştir. Öte yanda dişlerimizi ve kemiklerimizi sağlam tutmak için
kalsiyuma ihtiyacımız vardır. Bilim adamlarına göre çikolata ve kakaonun
süt içinde doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılması, bu düşüşün önüne
geçilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Kakao ve çikolata çok az değerlerde kafein ve theobromine içerirler.
Bilim adamlarına göre bunların insan vücudunda uyarıcı etkisi
bulunmaktadır. Fakat kakao ve çikolata içinde bulunan miktarlar o kadar
azdır ki, bu etkileri gösteren tutarlı kanıtlar henüz bulunmamaktadır.
Düzenli ve ılımlı çikolata tüketimi, çeşitli ve dengeli bir diyet ile
sağlıklı bir yaşam biçiminin çerçevesi içine mükemmel olarak
oturmaktadır.
Psikoloji
Eşsiz lezzeti sayesinde çikolata büyük bir tüketici kesimi için favori
ikram haline gelmiştir. Keyif, hoşgörü ve lezzet gibi duygusal değerler
çağrıştırmaktadır.
Eski zamanlardan beri birçok kişi, kakao ve çikolatanın afrodizyak gücü
ve aşk hayatını uyarıcı etkisi olduğuna inanmıştır. Bu bir efsane midir?
Eğer değilse, Kazanova ve Marquis de Sade gibi bol miktarda çikolata
tüketen ve tanrıların gıdasını onların iştahlarını artırmak amacıyla
dişi hayranlarına sunanlara ne demeli? Bu efsaneye inanmak insana ne
kadar hoş gelse de, bunu kanıtlayacak kesin bilimsel deliller
bulunmamaktadır.
Çikolata bağımlılık yapıcı değildir; bağımlılık yapacak maddeler
içermez. Yine de "çoko-kolikler" bulunmaktadır, değil mi? Evet
bulunmaktadırlar, ama zararsız olarak. Çikolata tüketmek insanı sadece
lezzet olarak etkilemez; bazı insanlarda rahatlatıcı ve psikolojik
olarak olumlu bir etki yaratır. Bu etki, aynı iyi bir kitap okumanın,
bir bilmece çözmenin ya da güzel bir film seyretmenin verdiği keyif
şeklinde insanları mutlu eder.
çikolata diyeti
Çikolata DiyetiKahvaltı: 1 tatlı kaşığı fındık ezmesi
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
2 karper kadar tercih edilen peynir Domates, salatalık, yeşil biber
Öğle: 1 porsiyon tavuk şiş veya tavuk göğüs ızgara 1 su bardağı ayran Az
yağlı salata
İkindi: 1 adet küçük çikolata bar veya 4-5 adet küçük top çikolata veya 1
kase çikolatalı puding
Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği 1 dilim kepekli veya çavdar
ekmeği Az yağlı salata
Ara: 1 su bardağı çikolatalı süt 1 adet tercih edilen meyve
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dSCFe-XkJ
Çikolatadan Gelen
Sağlık
Besin Öğeleri
Kakao ve çikolata önemli enerji kaynaklarıdır; az bir hacimde
yoğunlaştırılmış kalorileri sayesinde kakao ve çikolata, bitkiler
arasındaki en yoğun enerji kaynakları arasındadır. Bu nedenle ve
özellikle yorucu spor çalışmaları sonrası vücudun tekrar kendine
gelmesini sağlaması bakımından sporcuların en favori gıda maddeleri
arasında bulunmaktadırlar.
Çikolata, tüketimi sırasında ve sonrasında insana keyif veren bir şeker
ve yağ karışımı içermektedir. Bu konudaki araştırmalar, tüketicilerin
çoğunluğunun doyum aldığını kanıtlamaktadır.
Kakao ve çikolata kolestrol içermez . Sütlü çikolata ve beyaz çikolata
ancak çok az miktarlarda içerirler ve bu da eklenmiş olan süt
yağlarından dolayıdır.
Kakao ve çikolata mineraller bakımından bir hazine sunarlar; bakır,
magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum bunlar arasındadır. Örnek olarak,
100 gram sütlü ya da beyaz çikolata RDA olarak %20 ile %40 arasında
kalsiyum içerir. (RDA: Recommended Daily Average. ABD Federal Gıda
Dairesi tarafından yayımlanan Tavsiye Edilen Günlük Ortalama değerler.)
Kakao ve çikolatadaki bazı polyphenol 'lerin, aynı kırmızı şarapta
bulunan polyphenol'ler gibi anti-oksidan etkilerinin bulunduğu tahmin
edilmektedir. Bu konudaki araştırmalar devam etmekte ve ümit verici
sonuçlar göstermektedirler. Örneğin kakaoda bulunan flavonoid'ler, iyi
kolestrolü (HDL'i) kötü kolestrole (LDL'e) dönüştüren oksidasyona karşı
etkileşimde bulunabilmektedirler. Bilim adamları kakao flavonoid'lerinin
kırmızı şarapta bulunan flavonoid'lerden daha güçlü olduklarını bile
düşünmektedirler. Kakao polyphenol'lerinin ayrıca vücudu, bağışıklık
sistemine hasar veren ve romatizma ile artrite yol açan zararlı
maddelerden korumakta yararlı olabildikleri düşünülmektedir. Bu
araştırmaların çoğu Japonya'da yapılmıştır ve kesin sonuçlar
açıklanmadan önce daha fazla araştırma gerekecektir. Bilimsel
araştırmalar, kakaodaki bazı polyphenol'lerin vücut hücrelerindeki
DNA'yı etkileyen serbest radikalleri etkisiz hale getirdiğini
göstermektedir. Ayrıca kansere neden olan diğer serbest radikalleri de
etkisizleştirmektedirler. Bu bilimsel göstergeler ile ilgili ek
araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Kakao ve çikolata stearic asit içerirler. Bu özel doymuş yağlı asit,
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda bile LDL
ya da "kötü" kolestrolün etkisizleştirilmesinde rol oynamaktadır. Aynı
araştırmalarda, çikolata içindeki stearic asitin bazı deneklerde yine
günlük diyet içinde çok olmayan miktarlarda tüketim sonucunda "iyi"
kolestrol üretimini teşvik ettiği gözlemlenmiştir.
Kakao kitlesi %15 oranında çözülen ve çözülmeyen diyetik lif içerir.
Diyetik lifin gıdaların bağırsaklardan geçmesinde ve bağırsak ile mide
duvarlarının temiz tutulmasında önemli işlevleri bulunmaktadır.
Diyetimizdeki kalsiyumun temel kaynaklarından biri olan sütün tüketimi
çocukların ve erişkinlerin arasındaki büyük bir kesimde düşüşe
geçmiştir. Öte yanda dişlerimizi ve kemiklerimizi sağlam tutmak için
kalsiyuma ihtiyacımız vardır. Bilim adamlarına göre çikolata ve kakaonun
süt içinde doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılması, bu düşüşün önüne
geçilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Kakao ve çikolata çok az değerlerde kafein ve theobromine içerirler.
Bilim adamlarına göre bunların insan vücudunda uyarıcı etkisi
bulunmaktadır. Fakat kakao ve çikolata içinde bulunan miktarlar o kadar
azdır ki, bu etkileri gösteren tutarlı kanıtlar henüz bulunmamaktadır.
Düzenli ve ılımlı çikolata tüketimi, çeşitli ve dengeli bir diyet ile
sağlıklı bir yaşam biçiminin çerçevesi içine mükemmel olarak
oturmaktadır.
Psikoloji
Eşsiz lezzeti sayesinde çikolata büyük bir tüketici kesimi için favori
ikram haline gelmiştir. Keyif, hoşgörü ve lezzet gibi duygusal değerler
çağrıştırmaktadır.
Eski zamanlardan beri birçok kişi, kakao ve çikolatanın afrodizyak gücü
ve aşk hayatını uyarıcı etkisi olduğuna inanmıştır. Bu bir efsane midir?
Eğer değilse, Kazanova ve Marquis de Sade gibi bol miktarda çikolata
tüketen ve tanrıların gıdasını onların iştahlarını artırmak amacıyla
dişi hayranlarına sunanlara ne demeli? Bu efsaneye inanmak insana ne
kadar hoş gelse de, bunu kanıtlayacak kesin bilimsel deliller
bulunmamaktadır.
Çikolata bağımlılık yapıcı değildir; bağımlılık yapacak maddeler
içermez. Yine de "çoko-kolikler" bulunmaktadır, değil mi? Evet
bulunmaktadırlar, ama zararsız olarak. Çikolata tüketmek insanı sadece
lezzet olarak etkilemez; bazı insanlarda rahatlatıcı ve psikolojik
olarak olumlu bir etki yaratır. Bu etki, aynı iyi bir kitap okumanın,
bir bilmece çözmenin ya da güzel bir film seyretmenin verdiği keyif
şeklinde insanları mutlu eder.
çikolata diyeti
Çikolata DiyetiKahvaltı: 1 tatlı kaşığı fındık ezmesi
1 dilim kepekli veya çavdar ekmeği
2 karper kadar tercih edilen peynir Domates, salatalık, yeşil biber
Öğle: 1 porsiyon tavuk şiş veya tavuk göğüs ızgara 1 su bardağı ayran Az
yağlı salata
İkindi: 1 adet küçük çikolata bar veya 4-5 adet küçük top çikolata veya 1
kase çikolatalı puding
Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği 1 dilim kepekli veya çavdar
ekmeği Az yağlı salata
Ara: 1 su bardağı çikolatalı süt 1 adet tercih edilen meyve
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dQwVe-XkI
Kaynak: http://www.estanbul.com/cikolatanin-tarihcesi-205546.html#.U1dQwVe-XkI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlar